16.yüzyılın ortalarından beri insanların hayatından olan bir spor branşı olarak atıcılığı tanımlayabiliriz. Kuzey Avrupa ülkelerinin ve İngiltere’nin ilk olarak başlatmış olduğu bu spor dalına giderek artan ilginin de elbette belirli sebepleri bulunuyor. Hem daha anlaşılabilir bir spor olması hem de insanların bireysel yeteneklerini ön plana çıkarmayı amaçlaması da atıcılık nedir sorusunun cevapları arasında yerini bulmuş durumda.
Tabii ki bu aşamada atıcılık tarihi de özellikle spor geçmişine merak duyanlar için oldukça önemli bir noktada bulunması ile karşımıza çıkıyor. Bahsetmiş olduğumuz gibi yüzyıllardır süren bir sporu tanımlamak aslında kolay. Kısaca özetlemek gerekirse bu sporun amacı en iyi hedefi vurmak olarak tanımlanabilir. Tarih boyunca eklenen yeni kurallar ile de günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.
Türkiye’de Atıcılık
Tabii ki bu sporun ülkemiz içerisinde de büyük bir gelişime sahne olduğunun da detaylandırılması gerekiyor. Türkiye’de atıcılık temeli Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. İlk olarak 1910’da başlayan bu spor kurulumu aşamasına da en büyük desteği İstanbul kulüpleri vermiştir.
Gerek oyuncular bazında gerekse maddi destek olarak yapılan bu çalışmaların neticesinde de Fenerbahçe Spor Kulübü 1913 senesinde resmi olarak atıcılık branşını kulüp kategorisine dahil etmiştir. Her ne kadar uzun bir süre geçmiş gibi gözüküyor olsa da Türk atıcıların ilk Dünya Şampiyonası ise 1947 senesinde vuku bulmuştur.
Olimpiyatlar ’da Atıcılık Var mı?
Dünya üzerinde son derece popüler olan atıcılık branşının en önemli sahnelerde yer alması da sürpriz gelişmelerden bir tanesi olmayacaktır. Zira insanlar Olimpiyatlar’ da atıcılık var mı sorusunu da pek çok defa dile getirebiliyorlar. Atıcılık ile ilgili müsabakalar ilk olarak 1896 Yaz Olimpiyatları ile insanların karşısına çıkmıştır.
1897’de yapılan Dünya Şampiyonası’nda ise artık atıcılığın bir uluslararası spor olduğu netlik kazanmıştır. Süre içinde kuralların değişmesi, farklı niteliklerin oyun alanlarına eklenmesine de değinmek gerekiyor. Çeşitli ve birbirinden ayrım gösteren silahlar ile yapılan atışlar en son geldiğimiz noktada ise tek bir alanda toplanmıştır. Barutun ateşli silahlar içinde kullanılmasından yana gelişen bu dönemde de atıcılığın bir hayli yaygınlaştığını ifade edebiliriz.